Eleştirel veya baskıcı tutumlar yerine kişinin sigarayı bırakma motivasyonunu arttırmaya yönelik davranışlar sergilemek çok daha yararlıdır. Kişinin motivasyonunu arttırabilmek için sigara kullanımı ile ilgili bazı bilgilendirmeler yapmak faydalı olacaktır. Yakınınız ile sigara kullanımının fiziksel ve ruhsal etkilerinden bahsedebilir, sigara kullanmayı bıraktıktan sonra elde edeceği kazançlar hakkında konuşabilirsiniz. Bu süreçte empati göstermek, onun yanında olduğunuzu belirtmek ve desteğinizi hissettirmek oldukça önemlidir.
Nargiledeki arsenik, nikel, kobalt, krom ve kurşun miktarı, sigara dumanındaki miktarlara göre çok daha yüksektir. Bir nargile içiminde alınan nikotin miktarı, bir sigaradan alınan nikotin miktarının %70 fazlasıdır. Sigara içen bir kişi ortalama 8-12 kez dumanı içine çekerken bir nargile içiminde ise ortalama 20- 200 kez duman çekilir. 1 saatlik bir nargile içiminin ortalama 50 sigaraya denk olduğu düşünülmektedir. Bu bilgiler doğrultusunda nargilenin sigaradan daha zararsız olduğunu düşünmek yanlıştır. Ayrıca nargile hijyen açısından da ciddi tehlike yaratmaktadır. Tek kullanımlık ağızlıklar (sipsi) takılsa bile marpucun duvarında bulunan tabakadan, koronavirüs, tüberküloz, herpes simpleks virüsü, bazı viral enfeksiyonlar, egzama ve mantar enfeksiyonlarının bulaşma riskinin olduğu görülmüştür.
Elektronik sigara üreticileri birer satış stratejisi olarak normal sigaradan daha az zararlı kimyevi madde içerdiklerini ve bu yüzden de daha az zararlı olduklarını iddia ediyorlar. Elektronik sigaralar normal sigaralardan daha az kimyasal maddeye sahip olsa da içlerinde oldukça zararlı olan ağır metaller, kurşun, organik kimyasallar ve kanserojen maddeler bulunuyor. İçerdikleri aeresoller sebebi ile kullananları oldukça zararlı maddelere maruz bırakıyorlar. Elektronik sigaraların oldukça yeni olması nedeni ile tıp bilimi ve yapılan araştırmalar henüz uzun dönemli zararlarını görebilmiş değil bu sebepten dolayı zararları hakkında çok fazla bilgi bulunmamaktadır. Elektronik sigaranın yıllar içinde birçok farklı zararları ortaya çıkabilir.
Üretici firmaların yine bir pazarlama stratejik olarak ortaya attığı tezi de normal sigarayı bırakmak isteyenlerin elektronik sigaralardan yararlanarak kolayca sigarayı bırakabilecekleri yönünde. Elektronik sigara üreticileri elektronik sigaranın normal sigarayı bırakmadan önceki safha olarak düşünülmesini sebep olacak bir algı oluştursa da yapılan araştırmalarda elektronik sigaranın normal sigarayı bırakmakta işe yaradığına dair herhangi bir bulgu yoktur. Tam aksine elektronik sigaraya geçenlerin birçoğunun ek olarak normal sigarayı da kullanmaya devam ettiği görülmektedir. Söz gelimi elektronik sigara normal sigarayı bırakma konusunda bir tedavi yöntemi olarak kullanılmamaktadır.
Hipnoz veya hipnoterapi günümüzde sigara bırakmayı isteyen kişilere alternatif bir tedavi yöntemi gibi sunulmaktadır. Bu uygulamalar ile vaat edilen şey genellikle, kişiye dışarıdan yapılan müdahale ve telkin ile kişinin sigaraya olan bağımlılığını bitirmek ve sigarayla ilgili olan eşleşmelerini değiştirmektir. Öncelikle bu durum bağımlılığın doğasına aykırı olmakla birlikte değişim kişinin kendisinin de aktif olarak yer aldığı bir süreçle mümkün olmaktadır. Bu nedenle bilimsel araştırmalar sigara bırakmada hipnozla tedavi yöntemini etkili bulmamaktadır. Sağlık Bakanlığı’nın 2014 yılında yayınladığı yönergede ise hipnozun sigara bırakma ve diğer hastalıkların tedavisinde, hastalığı ortadan kaldıracağı veya tek başına tedavi edeceği gibi beyanlarda bulunmanın yasal olmadığı, hipnozun ancak tedavide destekleyici bir rolünün olabileceği ifadeleri yer almaktadır. Bu kapsamda ise yalnızca sertifikası olan doktor, diş hekimi veya psikologların uygulama yapma izni olduğu belirtilmektedir.
Akupunktur, vücuttaki belli noktalara (gövde, boyun, baş, kol ve bacaklar, el ve ayaklar, kulak) altın, gümüş veya çelik iğnelerin batırılmasını kapsayan bir alternatif yöntemdir. Yapılan araştırmalarda geleneksel akupunkturun ve elektro akupunkturun sigara bağımlılığı tedavisindeki etki mekanizmasının net olmadığı belirtilmiştir.
Sigara bağımlılık yapıcı bir maddedir. Sigarada ana bağımlılık yapan madde nikotindir. Sigaranın düzenli kullanımında beyinde fizyolojik değişikliklere meydana gelir ve kişi bağımlı olur. Kişiler sigara kullanımıyla birlikte hayatındaki birçok şeyi eşleştirir. Belli bir süre sonra kişiler için sigarasız bir hayat düşünülemez hale gelebilir. Bu nedenle sigarasız bir hayat kişilerin motivasyonunu azaltır. Sigara bırakılabilmesi için öncelikle bireyin gördüğü zararları ve sigarasız bir hayatın getirileri hakkında düşünmesi, sigarayı bırakması için denemeler yapması gerekir.
Tütün ürünleri çoğu kişide çok hızlı bir bağımlılık oluşturmaktadır. Bu bağımlılığın şiddeti belli kriterlere göre değişmektedir. Kişiler düşük bağımlılık şiddetine sahip olsalar dahi kendilerinin çevresindekilerin sağlığı için ve bağımlılık şiddetlerinin yükselmemesi için sigara kullanımını bırakmalıdır.
Sigarayı bırakmayı zorlaştıran faktörlerden biri de sigara bırakıldığında alınacak kilolardır. Genetik faktörler, genç yaşta olmak, düşük sosyoekonomik düzey ve yoğun sigara kullanımı daha fazla kilo alımını tetiklediği gösterilmiştir. Sigara kullanımı glikoz ve insülin toleransını bozduğu, sigara kullananların kullanmayanlara göre insülin dirençlerinin olduğu tespit edilmiştir. Sigara kullanımını bırakanlarda insüline karşı hassasiyetin artması ile kilo alımının ilişkili olduğu gösterilmiştir. Sigarayı bıraktıktan sonra iştahınızın arttığını hissedebilirsiniz. Farkında (Mindful) beslenme ile öğünleri daha yavaş, her lokmanın farkında olarak daha dikkatli yemek, porsiyon kontrolü yapmak, sağlıklı besinleri tercih etmek, düzenli egzersiz yapmak kilo kontrolünün sağlanmasına yardımcı olacaktır. Böylelikle alınan birkaç kilo bir süre sonra geri verilecektir.
Bağımlılık tekrarlayabilen kronik bir hastalık. Bağımlılık tedavisi uzun ve zorlu bir süreçtir, bu süreçte kişi kayma yaşayabilir yani yeniden sigara içebilir, yaşanan kaymalar sürecin bir parçası olarak değerlendirilir. Bırakma noktasında kişiler umutsuzluğa kapılmamalıdır çünkü tedavi girişimi sayısı artıkça bırakma şansı da artar. Her yeniden başlama aslında bir sonraki tedavi girişimi için önemli bir basamak olabilir. Kişi bir sonraki bırakma girişimin başarılı olması için bir önceki başarısız olan girişimde yaptığını hatalardan bir şeyler öğrenmeli ve gerekli önlemleri almalıdır. Bu deneyimlerini tedavi ekibindeki uzmanlarıyla hem danışmanlık sürecinde öğrenmeli hem de danışmanlık sürecinde iş birliğine dikkat edilmelidir.